Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TAYVAN KRİZİ HAKKINDA MUHTEMEL SENARYOLAR

1962’deki Küba Krizi’nden sonra dünya yeniden göz korkutucu bir krizle karşı karşıya. Bu kez neden nükleer başlıklar değil, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin muhtemel Tayvan ziyareti. Bu gelişmeye Çin umulmadık ölçüde sert bir tepki gösterdi. Öyle ki savaştan söz etti ve bu konuda kararlı olduğunu göstermek için Tayvan Körfezi’nde askeri tatbikat başlattı. Peki Çin, niçin böylesine agresif bir politikaya yöneldi? Hemen herkesin ilk aklına gelen, bu ziyaretin Çin Halk Cumhuriyeti’nin “tek Çin” iddiasına aykırı ve kırmızı çizgisi olduğu düşüncesi kuşkusuz. Bu iddia, Çin’in resmî söylemi de aynı zamanda. Elbette, bu konuda kırmızı çizgiden bahsetmesinden dolayı bu varsayımın doğruluk payı var. Ancak, sadece bu gerekçe mi Çin’i böylesine sert reaksiyon göstermeye iten etken? Acaba başka bir zaman olsa Çin aynı şiddette mi tepki gösterirdi? Bence daha önemli gerekçeler olmalı. Bu gerekçeleri anlayabilmek için ise son dönemde Çin’in kendi içinde yaşadıklarına da bakmak gerekir

ARTIK ŞEHİTLERİN YÜZÜ GÜLÜYOR: 15 yıl sonra gidilen Bakü’den bazı izlenimler

          İlk günkü paylaşımımda da ifade ettiğim gibi 15 yıl sonra yeniden Azerbaycan’a gidecek olmanın heyecanı bambaşkaydı. INCSOS VII Karabağ Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi’ne katılmak üzere şehre indiğimizde saatler 20.30 civarını gösteriyordu. İlk göze çarpan, yeni ve modern bir havaalanıydı. Eskiden aynı yerde olan iç ve dış hat terminal binaları ayrılmış, eski bina iç hatlara tahsis edilirken, oldukça ferah ve geniş bir dış hatlar terminali yapılmıştı. Her yer pırıl pırıl, tertemiz, ışıl ışıldı. Terminalin dışına çıktığımda yine farklı bir manzara vardı. Genişletilmesine rağmen otopark araçlarla dolmuştu. Oysa eskiden böyle değildi. Bu da ülkenin, benim görmediğim yıllar içerisinde ne derece ilerleme kaydettiğini anlamaya yetiyordu aslında.                      Şehre giden yola çıkınca bu gelişmişlik görüntüsü daha çarpıcı bir hâl almaya başladı. Caddeler genişlemiş, binalar yenilenmiş, etrafı saran petrol kokularından eser kalmamıştı. Karşılaştığım şehir başka ve çok mo

RUSYA, BİZE NELER YAPMADI Kİ!

Rusya’nın Ukrayna işgali başladığından beri sosyal medyada “Ruslar bize hiç kötülük yapmadı, aksine en zor zamanlarımızda ne büyük iyilikler yaptı” şeklinde özetlenebilecek bir propagandanın yürütüldüğüne şahit oluyorum. Ben de onlara başka türlü bir katkıda bulunayım istedim! 1 .      Kurtuluş Savaşı sırasında Buhara Halk Cumhuriyeti, Milli Mücadele’ye Moskova üzerinden 100 milyon altın gönderdi. Sovyet Rusya, bizim daha çok ihtiyacımız var diye bu yardımın 90 milyonuna el koydu, Ankara’ya ancak 10 milyonunu verdi. Bu da Sovyet yardımı diye yıllardır bize allayıp pullayıp propaganda edildi. Yani Türkiye borçlu değil, alacaklıdır, bu yardım Rusya’nın bir lütfu değildir. Hatta onlardan aldığımız harp malzemesinin bir kısmının bedelini de bu 10 milyondan ödedik. 2.     Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya akaryakıt göndermedi, o sıralar bağımsız bir devlet olan Azerbaycan Şura Cumhuriyeti gönderdi. 3.      Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler, Anadolu Hükümeti’ne hiç de dostça davranmadı