Mehmet Rıza Bekin
(1925 –Hoten / 16 Şubat 2010 - Ankara)
Doğu Türkistan davasının
muhaceretteki en önemli liderlerinden biriydi Mehmet Rıza Bekin. 1925 yılında
Hoten şehrinde dünyaya gelmiş, 8 yaşına geldiğinde de Doğu Türkistan’ın
bağımsızlığını ilan edişine tanık olmuştur. Annesine refakat ettiği hac
yolculuğundan ülkesine dönerken yeni kurulan cumhuriyetin Çinlilerce
yıkıldığını öğrenince geri dönememiş ve artık bir daha dönemeyeceği ülkesinden
ayrılık öyküsü başlamıştır. 1934 yılında, annesiyle birlikte önce Hindistan’a,
ardından Afganistan’a gitmiştir.
Afganistan’dayken okula
başlamış ve genç yaşta İngilizce ve Farsça dillerini öğrenmiştir. Hayatının
dönüm noktası ise, o sırada kendisi de Afganistan’a iltica etmiş olan, Doğu
Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurucularından Mehmet Emin Buğra’nın girişimleri
ve Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Memduh Şevket Esendal’ın büyük katkılarıyla
Türkiye’deki askeri okullara kayıt yaptırılması olmuştur. 1937 yılında askeri öğrenci olarak Türkiye’ye
gelmiş ve vefatına kadar, aziz bir vatan bildiği Türkiye’de yaşamıştır.
1946 yılında Harp Okulundan
mezun olduktan sonra, topçu subayı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine katılmış ve
kısa bir süre sonra da, 1950 yılında, üsteğmen rütbesiyle başta Kunuri olmak
üzere Kore Savaşı’nın en zorlu cephelerinde görev yapmıştır. Birinci Türk
Tugayı saflarında katıldığı bu savaşlardan sonra gazilik unvanı almış,
Birleşmiş Milletler tarafından üstün hizmet madalyası ile taltif edilmiştir.
Savaştan sonra çeşitli
karargâh ve kıta hizmetlerinde bulunmuş, İran’da askeri ataşelik yapmıştır.
1965 yılında Harp Akademisini bitirerek kurmay subay olmuştur. 1973 yılında
Tuğgeneralliğe yükselen Bekin, CENTO’da Askeri Planlama Karargâhı Kurmay Başkan
Yardımcılığı, ardından Plan Daire Başkanlığını üstlenmiş, Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığında
da çeşitli etkin görevlerde bulunmuştur.
1977 yılında emekliye
ayrılan Mehmet Rıza Bekin, 1986 yılına kadar Başbakanlıkta uzman olarak görev
yapmıştır. 1986 yılında ise, çocukluğundan beri içinde büyük bir sevda olarak
yaşattığı Doğu Türkistan davasına hizmet için tüm resmi görevlerini bırakarak
Doğu Türkistan Vakfını kurmuş ve başkanlığını üstlenmiştir. Bugün halen
faaliyette olan Doğu Türkistan Vakfı, daha önce kurulmuş, ancak 12 Eylül
ihtilalinden sonra faaliyetlerini durdurarak mahkemeye fesih talebinde bulunmuş
durumdaydı. Süreç tamamlanmamışken, Bekin Paşa’nın Doğu Türkistan davasını
üstlenmesinden sonra, yeni bir vakıf kurmak yerine eskisi ihya edilmiş ve sonraki
yıllarda etkin bir sivil toplum teşkilatı haline getirilmiştir.
Mehmet Rıza Bekin,
muhacerette yürütülen Doğu Türkistan davasında o güne kadar
gerçekleştirilememiş bir konuya el atmış ve insan yetiştirme çabasına yoğunlaşmıştır.
Gerekli resmî girişimleri bizzat üstlenerek, ihmal edilmiş bu önemli konunun
çözümüne el atmış ve çok büyük başarılar kazanmıştır. Bugün Türkiye’nin pek çok
üniversitesinde görev yapan akademisyenlerden, çeşitli alanlardaki uzmanlara
kadar yüzlerce Uygur Türkü, onun tarafından Türkiye’ye getirilmiş ve gerekli
imkânlar sağlanarak yetişmeleri sağlanmıştır.
Vakıf çalışmaları süresince
eğitimin yanı sıra Doğu Türkistan mücadelesinin yurt içi ve dışında tanınması
için yoğun faaliyet göstermiş ve konuyu birçok uluslararası platforma
taşımıştır. Aynı şekilde dünyadaki Doğu Türkistan faaliyetlerini bir çatı
altında toplamak için Doğu Türkistan Milli Merkezi’nin kurulmasına öncülük
etmiştir. Aynı şekilde ilk kez uluslararası bir Doğu Türkistan sempozyumu
düzenlemiş, dünyanın pek çok yerinden uzmanları bir araya toplayarak,
cılızlaşmakta olan Doğu Türkistan meselesinin yeniden canlanması ve kamuoyu
oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır. Burada Mehmet Rıza Bekin’in nasıl
usta bir diplomasi yönü olduğu ortaya çıkmıştır.
Bekin, bu köklü ve etkili
çalışmaları yaparken şovdan kaçınmış, yapacağım diye yapılamayacakları ulu orta
haykırmaktan çok, meseleyi sağlam temeller üzerine bina etmenin uğraşını
vermiştir.
Kararlı, disiplinli ve
stratejik düşünceye sahip bir insan olan asker-diplomat ve devlet adamı Mehmet
Rıza Bekin, Doğu Türkistan’ın en önemli ve başarılı liderlerinden olmayı en çok
hak eden insanlardan biridir.
Vefatından sonra hayatının
önemli bir bölümünün geçtiği Ankara’da, Karşıyaka Gaziler Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Rahmetle ve minnetle
anıyoruz.
Yorumlar