(Bir Gezi Yazısı)
Birkaç yıldır, çok önem verdiğim bir belgesel
hazırlamaktayız. “Van Gölü Havzası’nda Selçuklu İzleri” adlı bu belgeselin
çekimleri için birkaç kez Van, Bitlis, Muş illeriyle ilçe ve köylerini dolaşıyoruz.
Oralarda Selçukluların bıraktığı tarihî, sosyal ve kültürel izleri
araştırıyoruz. Temel sorumuz da şu: Bir medeniyet inşacısı ve yönetim modeli
olarak Selçuklu tecrübesi günümüze ne anlatabilir?
Bu bağlamda, önemli Selçuklu şehirlerinden biri de
Erciş’tir. Bugün bir kısmı “Çelebibağı” olarak adlandırılan Eski Erciş’te bulunan
Selçuklu mezarlığı da buranın Türk tarihi açısından önemini açık olarak ortaya
koymaktadır. Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam başkanlığında yapılan kazılarda,
bölgenin eski çağlardan itibaren önemli bir yerleşim yeri olduğunun yanı sıra Müslüman
Türklerin Anadolu’daki geçmişleri hakkında da önemli ipuçları ortaya
çıkarılmıştır.
Eski Erciş’in merkezi yeri ise, mezarlıktan yaklaşık 1-1,5
km içeride bulunuyordu. Ne var ki, 1841’de Van Gölü’nün sularının yükselmesi
sonucu terk edilecek ve sular altında kalacaktır.
Bölgeye önceki seyahatlerimiz sırasında Eski Erciş
sular altındaydı. Yalnızca kale surlarının bir kısmı görünüyordu.
Bu seyahatimiz sırasında ise, büyük bir sürprizle
karşılaştık. Ülkenin yer yerinde görülen kuraklık, burayı da etkilediğinden
sular çekilmiş, batık şehir su yüzüne çıkmıştı.
Bu manzarayı görmenin heyecanıyla, Çelebibağı Mezarlığı’nın
hemen yakınında araçtan inerek şehre doğru yürümeye başladık. Ne var ki yüz
metre kadar sonra toprak yumuşamaya ve ayaklarımız çamura batmaya başladı. Bunun
üzerine o noktaya paralel bir hat üzerinde yürümeye ve birimiz öncülük yaparak
en kuru yeri tespit etmeye, bu izden ileriye doğru yürümeye başladık. Buna
rağmen iki arkadaşımız bataklık bir alana rast geldi ve batmaktan kurtulmak
için epey çaba sarf etmek zorunda kaldı.
Ekip olarak azmetmiştik. Türklerin bölgedeki bu en
eski yerleşim yerinde bulunan ayakta kalabilmiş tek yapı olan kaleyi
görüntülemeden dönmek istemiyorduk. Bu nedenle, düz gidilebilse 15 dakika
sürecek bir yolu bir saate yakın sürede katederek Eski Erciş’e ayak basmayı ve
görüntülemeyi başardık.
İlk Türk yerleşiminin Malazgirt
Savaşı'ndan çok önce başladığı şehir, Selçuklular tarafından ise 1054 yılında
fethedilmiş, ardından Karakoyunlu Devleti'nin başkenti olmuştu. Şehir,
Osmanlılar döneminde de önemini korumuş ve bölgenin başlıca merkezlerinden biri
olmuştu. Bugün ise, o ihtişamlı geçmişten geriye yalnızca iç kalenin surlarının
bir kısmı kalmış. Diğer tüm izler, Van Gölü’nün sodalı sularının altında yok olmuş.
Ancak bu kale kalıntıları bile tarihe merakı olanları cezp
etmeye yeter diye düşünüyorum. Bunun için de, suların yükselmesi ile belki uzun
bir zaman yine yanına gidilemeyecek olan kale kalıntılarını görmeye ve bu ata
yadigȃrı bölgede birer hatıra fotoğrafı çektirmeye davet ediyorum
Nasıl mı gidilir? Van merkezden ticari minibüslerle ya
da bir araç kiralayarak gidilebilir. Erciş-Van arası yaklaşık bir saat
sürmektedir. Yollar, oldukça geniş ve rahat. Trafik problemi yok. Buraya gelecek
olanlara, buradan 50 km Adilcevaz ve Adilcevaz’a 25 km mesafedeki Ahlat’ı da gezmelerini
tavsiye ediyorum. Bu iki beldeden birinde bir gece konaklama yoluyla bu iki
tarihi ve doğal güzelliklerle bezenmiş yeri görmek mümkün. Konaklama fiyatları
70-80 lira civarındadır. Ayrıca, aralarında yerel yemekler de yenilebilecek
olan nitelikli restoranlar da bulmak mümkündür. Adilcevaz-Ahlat arasında
yüzülebilecek bir çok yer de bulunmaktadır. Gölün sodalı suyunun derilerin
gözeneklerini açma özelliği de var. Bu nedenle, sudan çıktıktan sonra birkaç saat
duş alınmaması tavsiye ediliyor.
Buraları gezmek ve insanlarla
tanışmak, bölge hakkındaki düşüncelere farklı ufuklar da kazandıracaktır.
Haydi, bir kez de tatilde Van Gölü Havzası’nı gezelim. Ne dersiniz?